Her yıl onlarca türün dünya üzerinden kaybolmasına o kadar alışıyoruz ki tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalıp doğal ortamında ya da özel bakımda çoğaltılan türlerin haberlerini duyamıyoruz.
Uçurumun eşiğinden kurtarılmayı bekleyen yüzlerce bitki ve hayvan için yapılan çabalar bazen sonuç verirken bazen de sonuçsuz kaldı. Umudunu kaybetmeden çalışan yüzlerce insan, 2023’ün sona ermesiyle bizlere bazen kutlayabileceğimiz başarı öyküleri bıraktılar.
Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) tehlike altındaki canlılar için oluşturmuş olduğu kırmızı listede tehlike düzeyine göre bir sınıflandırma bulunuyor.
En az endişe veren, tehlikeye yakın, savunmasız, nesli tükenmekte olan, tükenme durumu kritik seviye ulaşan ve vahşi yaşamda tükenmiş olanlar.
Geride bırakmış olduğumuz yıl boyunca vahşi yaşamdan veya daha kötü olarak yeryüzünden silinen türler olsa da yıl boyunca çoğalma başarısını göstermiş canlılar da bulunuyor.
Önce nesli tükenen canlılara bakmak isterseniz;
İyi diyebileceğimiz neler oldu?
Nesli tükenmekte olan türler yasasının 50. yılı dolayısıyla 28 Aralık’ta gerçekleşen kutlamada Kanal Adaları’nın bitki türlerinin tamamen iyileştirildiği açıklandı. ABD, Balık ve Yaban Hayat Servisi’nin çalışmasıyla dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen iki bitki daha kırmızı listeden yıl sonunda çıkarılmış oldu.
Geride bıraktığımız yılda kırmızı listede olup nüfusu büyük yükseliş gösteren diğer türlere bakalım.
Alaca leylek (Mycteria leucocephala)
2004 yılından başlayarak 2016 yılına kadar tehlikeye yakın sınıfta yer alan alaca leylekler; bugün sayılarının 20.000’i aşması, üreme alanlarının bazı bölgelerde koruma altına alınması ile en az endişe verici sınıfa geriledi.
Alaca leylekler, Güney Asya’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan geniş bir alanda bulunuyorlar. 2023’te Hindistan, Maharaştra bölgesinden gelen verilere göre sayılarında azalma görülse de yaşam alanlarının genişlemeye devam etmesi ve çoğalması, türün toparlandığını gösteriyor.
Pala boynuzlu oryx (Oryx dammah)
Görkemli boynuzlarına baktığımızda doğada hayatta kalmasının ne kadar zor olduğunu anlayabileceğimiz türlerden biri olan oryxler, 1988 yılından beri tehlike altında. 2000-2016 yılları arasında doğada soyları tamamen tükenmiş sınıfında yer aldılar ve kalanlar özel bakım altına alındı. Yeterli sayıya ulaştıklarında doğaya tekrar salındılar ve bulundukları sınıftan ayrılabilmeleri için doğada çoğalarak beş yıl geçirmeleri gerekiyordu.
Bugün nesli tükenmekte olan türler sınıfına geri indi ve sayıları yaklaşık olarak 140-160 arasında. Sayıları henüz çok düşük olsa da yükselişe devam ediyor.
Sayga (Saiga tatarica)
Saygaların 2002 yılından 2018 yılına kadar türü kritik tehlike altında olarak görülüyordu ancak bugün yakın tehdit sınıfına kadar geriledi. Olağanüstü boynuzları yasa dışı boynuz ticareti amacıyla kaçak avlanmasına yol açmış, salgın hastalıklar ve iklim değişiklikleri de nüfuslarını olumsuz etkilemiş.
Sayga nüfusu, öngörülemeyen faktörler tarafından tehlike altında olmaya devam ediyor. Kaçak avlanma, iklimin kötüleşmesi veya yeni bir salgın hastalığın yaklaşması, toparlanmayı engelleyebilir ve nüfus azalmasına yol açabilir.
Kral kazı (Anser canagicus)
Yaşam alanı olarak geniş bir bölgeye yayılması ve sayılarının artış göstermesi, kral kazlarının sınıflamada hassas eşiğin altında kalmasını sağlıyor. 2016 yılı verilerine kadar yakın tehlike altında olarak değerlendirilen kral kazları, bugün 90.000-120.000 arası yetişkin popülasyonuna sahip.
Nüfus öngörüleri ve yaşam alanlarını tehdit eden etkenlerin olmaması sonucunda “asil” kral kazları, bugün en az endişe veren türlerden biri oluyor.
Akdeniz foku (Monachus monachus)
Ülkemiz denizlerinin sevimli sakini olan Akdeniz foku, 1965 yılından itibaren takip altında olan türlerden biri. Başlangıça çok nadir ve sayılarının düştüğüne inanılan Akdeniz fokları, 1986-1994 yılları arasında tehlike altında, 1996-2013 yılları arasında da kritik tehlike altında olarak sınıflandırılıyordu.
2015 yılında yapılan değerlendirmede bir adım gerileyerek nesli tükenmekte olan türler sınıfında kendine yer buldu. 2023 yılı itibarıyla savunmasız sınıfına gerileyerek büyük yol kateden sevimli dostumuzun popülasyonu yükselişine devam ediyor.
Sarı yüzlü marabu (Leptoptilos dubius)
Etkileyici görünüme sahip sarı yüzlü marabular, 2016 yılına kadar nesli tükenmekte olan türler sınıfında bulunuyordu. Geçtiğimiz yıl kırmızı listede geriledi ve tehdide yakın sınıfında yer aldı. Popülasyonu yükseliş gösteriyor ancak hâlâ 1.360 ila 1.510 yetişkin sayısının olması, korunmaya ihtiyacını gösteriyor.
Kırmızı listede, koruma faaliyetlerinde yaşanabilecek herhangi bir düşüşün türün tekrar savunmasız kalmasına sebep olacağı öngörülüyor ve çalışmaların önemine vurgu yapılıyor.
Hawaii ördeği (Anas wyvilliana)
2004’ten 2016’ya kadar tehlikeye yakın statüde bulunan Hawaii ördekleri, geçtiğimiz yıl itibarıyla en az endişe veren türler arasına geriledi.
Geniş bir alana yayılmış olan türün özellikle Güneydoğu Asya’da gerçekleştirilen ortak faaliyetler ile korunması ve sayılarının her geçen gün artması dolayısıyla yok olma tehlikesi çok az görülüyor.
Bir canlının kurtarılması için verilen çaba, gelişen tekniklerin işareti. Gelişen yöntem ve teknikler de kurtarılmayı bekleyen canlıların umudunun çoğalacağı anlamına geliyor. Hepsini kurtaramasak da umudumuzu kaybetmeden çabalamak yeni yılımızı çok daha iyi haberlere ulaştırabilir.
Yaşamın nesli tükenenleri: