T24 Haber Merkezi
Sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren ve kamuoyunda tepkilere neden olan 17 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri 28 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’nda protestolarla başladı. Dün illetvekillerinin kırmızı eldivenlerle ve “Kanlı yasaya hayır” pankartlarıyla protesto Genel Kurul’daki görüşmelerin 14. saatinde, teklifte sokak köpeklerine ‘ötanazi’ tartışmalarına neden olan ve komisyonda düzenlemeye gidilen kritik 5. madde, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Pazartesi saat 14.00’te yeniden toplanan Genel Kurul’da kalan maddelerin görüşmelerine devam ediliyor. Muhalefetin önergelerine rağmen teklifin 12. maddesi de kabul edildi, 13. maddenin görüşmelerine geçildi.
“Öldürme beni” yazan hayvan fotoğraflarıyla kürsüye çıkan CHP’li Aliye Timisi Ersever, “Tarihe kara gün olarak geçecek, ‘evet’ oyu verenleri ne tarih affedecek ne insanlık!” derken, CHP’li Aşkın Genç ise “Bu kanun teklifi insanlık tarihine utançla geçecek bir düzenlemedir. Zülme sessiz kalmak insanlık onuruna sığmaz” diye tepki gösterdi.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci ise “Bu kanun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Nüfusu 25 binden büyük olan belediyeler için kesinleşen bütçe gelirlerinin binde 5’i ve büyükşehir belediyelerinde de binde 3’ü bu iş için tahsis edilecek ve 4 dönem halinde barınak yapım çalışmaları da eksiksiz devam edecek” ifadelerini kullandı.
Meclis salı günü tatile girecek, Vergi Paketi’ne süresi dolan maddelerinin eklendiği 9. Yargı Paketi’nin yanı sıra, e-Ticaret teklifi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin kalan maddeleri ise ekim ayında görüşülecek.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI – 10 soruda ‘ötanazi’ düzenlemesi: Tartışmalı düzenleme ne getiriyor, sokak köpekleri öldürülecek mi, uygulamayan belediyelere ne yapılacak?
İlk gün: Sokak köpeklerine ‘ötanazi’ tartışmalarına neden olan 5. madde, Genel Kurul’da kabul edildi: “Bu madde ölümdür, çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız!”
Sokak hayvanlarına ‘ötanazi’ öngören yasa teklifi komisyondan tartışmayla geçti: “Katliam yasasının failleri olarak fotoğrafınızı çektirin, tarihe geçtiniz!”
Teklifin detayları Teklifle; Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişikliğe gidilecek. Buna göre, Kanun’un amaçlarına “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” ifadesi eklenecek. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan “sahipli hayvan” ve “sahipsiz hayvan” kavramları açık şekilde tanımlanacak. Kanun’daki “yakala-kısırlaştır-sal” metodunun kaldırılması nedeniyle “hayvan bakımevi”; yani barınak tanımında değişiklik yapılacak. Barınakların tanımı, “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklinde değiştirilecek. “Sahipsiz ve güçten düşmüş” hayvanların barınaklara toplanması ve buralarda “rehabilite” edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanun’un ilkeleri arasında yer alan “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” ifadesi yürürlükten kaldırılacak. Yerel yönetimler, yani belediyeler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan barınakları kurarak bakımlarını ve tedavilerini yapacak. Barınaklara alınan hayvanlardan “rehabilite edilen köpekler” sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri için barınaklara alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek. Veteriner Hizmetleri Kanunu’ndaki ‘ötanazi’ koşulu Barınaklara alınan köpeklerden “insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına”, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 9. maddesindeki “Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.” hükümleri uygulanacak. Belediyeler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olacak. “Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği bakımevi dışında bir yere bırakmak” fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, barınaklara götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasın ve yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmesi amaçlanacak.
|
Genel Kurul’daki görüşmeler…
Pazartesi TBMM Başkanvekili Celal Adan‘ın yönetiminde yeniden toplanan Genel Kurul’da, sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren 17 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam etti.
Veteriner hekim ‘Barınak Meleği’: Ötanazi kısırlaştırmadan daha maliyetli; hayvan sevgisi konusundaki ortaklığımız mahvedilecek
Dünkü Genel Kurul’da teklifin en kritik maddesinin de yer aldığı ilk 5 maddesi kabul edildi. ‘Ötanazi’ tartışmalarına neden olan 5. maddenin oylamalarına başlanacağı sırada konuşan CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “AK Parti bu teklifle ‘sokak köpekleri ya ölecek ya öldürülecek’ diyor, kanun teklifinin bu maddesi ölümdür! AK Parti milletvekilleri, siz hayvanları öldürmek istiyorsunuz! Çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız” diye tepki gösterdi.
DEM Partili Perihan Koca da “Katliam yasasının omurgasını oluşturan maddeyi konuşuyoruz. ‘Ötanazi çıkarılıyor’ diye manipüle ettiniz, ‘ötanazi’ demeden ötanazinin dik alasını getiriyorsunuz!” dedi.
İYİ Partili Ümit Özlale ise “Sizin derdiniz çocuklar değil, biz çocuklara bedava öğle yemeği verilsin diye önerge veriyoruz, reddediyorsunuz. Tarikatlarda tacize uğrayan çocuklarla ilgili araştırma önergesi veriyoruz, reddediyorsunuz” diyerek kürsüden seslendi.
Genel Kurul, teklifin görüşmelerine geçilmeden önce grup başkanvekillerinin ve milletvekillerinin gündem dışı aldığı sözlerle ve parti gruplarının önergelerinin görüşmeleriyle başladı.
Ardından sokak hayvanları yasa teklifine ilişkin maddelerin görüşmelerine geçildi.
CHP’li Sarı, toplanan imzaları TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a iletti
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı görüşmeler devam ederken Ankara Anıtpark’ta yasa teklifinin geri çekilmesi için nöbet tutan ve miting yapan hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucularının topladığı yaklaşık 3 bin imzayı yazdığı bir mektupla TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a iletti. Sarı mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“TBMM bu teklifi kabul etmemeli”
“Gazi Meclis’imizde toplumumuzda infiale yol açan ve sokak hayvanlarının katliamına neden olacak yüzyılın utancı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2275) görüşmelerine devam etmekteyiz. Kanun teklifinin Meclis gündemine geldiği günden bu yana yaptığımız önerilerin hiçbirinin dikkate alınmamış olması vicdanları yaralamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet iradesinin tecelligahı olarak vicdanları yaralayacak bu yasa teklifini kabul etmemelidir. Nitekim binlerce hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucuları, Ankara Anıtpark’ta yasa teklifinin geri çekilmesi için 28 Temmuz Pazar günü düzenledikleri miting ve tuttukları nöbetle seslerini Meclis’e duyurma mücadelesi vermektedir.
“Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat”
Hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucularının düzenlediği mitinge destek vermek amacıyla katıldığımda, şahsınıza iletilmek üzere 3 bine yakın imzayı tarafıma teslim ettiler. Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin neden olacağı katliam konusunda endişeli olduklarını, yasa teklifinin soruna çözüm getirmediğini dile getiren hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucuları yasa teklifinin geri çekilmesini, ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ ilkesinin uygulanmasını, evcil hayvan üretimi ve ticaretinin yasaklanmasını talep etmektedirler. Bu vesile ile; milletin vekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olan size tarafıma iletilmiş talep ve imzaları saygılarımla arz ediyorum.”
Muhalefet vekilleri, dün kanun teklifinin 14 saat süren ilk görüşmelerinde, saat 03.30’da Genel Kurul’da
TBMM Genel Kurulunda, siyasi partilerin grup başkanvekilleri, yerlerinden söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifinin gerekçesinin yetersiz olduğunu, sokakların güvenli hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Şahin, hayvanlara özel yaşam alanının oluşturulmasını isteyerek, “Bu iş, belediyelerin tek başına yapacağı iş değildir. Merkezi yönetimin, elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunun zamanında öngörülemediğini kaydetti. “Öldürme ve ötanazi” fikrini kabul etmeyeceklerini vurgulayan Çömez, kısırlaştırmanın ve alınacak önlemlerin, sorunu çözeceğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise şunları söyledi:
“Sabahlara kadar çalışıp hayvanları katledecek bir yasayı çıkarıp oradan da tatile gideceksek, bizim buna itirazımız var. AKP Grubu’na sesleniyorum; beyler nereye gidiyorsunuz, hangi sorunu çözdünüz de gidiyorsunuz? Emeklilere 12 bin 500 lira vermeyi çözüm mü sayıyorsunuz? Açlık sınırı 20 bin lira, nereye gidiyorsunuz? Asgari ücrete zam yaptınız mı? Bunu çözmeden nereye gidiyorsunuz? İzmir’de iki vatandaşımız yaşamını yitirdi. ‘Gelin araştıralım’ dedik bunu bile araştırmadınız. Bunu araştırmadan nereye gidiyorsunuz? 1 milyon atanmayan öğretmen var. Bu sorunu çözmediniz, kılınızı kıpırdatmadınız. Bu sorunu çözmeden nereye gidiyorsunuz? Bu, neyin tatilidir. Bu Meclis’in halkın gerçek gündemiyle uğraşmasının zamanı gelmiştir. Bu mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Konuralp: “Köpeklerin öldürülmesine kanun kılıfı getirmeniz teklifinizin ahlaki ve vicdani olduğu anlamına gelmez”
CHP’li Konuralp: Köpeklerin öldürülmesine kanun kılıfı getirdiniz
CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, muhalefetin tüm çabalarına rağmen iktidar milletvekillerinin çözüm önerilerini dikkate almadığını belirtti. Konuralp’in konuşması şöyle:
“Komisyonda ve Genel Kurul’un şu ana kadarki oturumlarında görüştüğümüz kanun teklifinin neden kabul edilemez olduğunu, teklifin neden geri çekilmesi gerektiğini, neden geniş bir katılım ve mutabakatla ele alınmasında fayda gördüğümüzü, teklifin bu haliyle kanunlaşmasının doğuracağı yeni sorunları her türden uslupla dile getirdik. Muhalefet olarak bazen sakin, bazen hiddetli konuşmalar yaptık, yapıyoruz. Geçmişten örnekler verdik, bilimselliği tartışılmaz raporları gündeme taşıdık, teklifin gerekçesinde ifade edilen iddiaların, verilerin yanlışlıklarını ortaya koyduk ve elbette sorunun çözümüne ilişkin önerilerimizi sıraladık. Hiçbirini dikkate almadınız, almıyorsunuz.
“Belediyeleri; ‘köpekleri barınaklarda ölüme kapatacaksın’ kıskacına alıyorsunuz”
Köpeklerin er ya da geç ölüme mahkum edilmesini amaçlayan maddelerle ilgili olumlu tek bir adım atmadınız. Örneğin, ötanazinin ‘yakala, kısırlaştır, yaşam alanına bırak’ yönteminden daha doğru olmadığını defalarca ifade ettik. Hangi gerekçeyle olursa olsun, kimse için ölümü savunmadığımız gibi köpekler için de ölümü savunmadığımızı defalarca vurguladık. Siz, tartışmayı ‘insanlar mı ölsün, köpekler mi ölsün’ gibi yanlış bir karşılaştırmaya indirgemeyi tercih ettiniz. İnsanların da köpeklerin de ölmediği, her ikisinin de canını kıymetli kılan çözümlere kulak tıkadınız. Teklifin 6’ncı maddesiyle 5199 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesinde değişiklik yapıyor, ilgili maddeye ‘kanuni’ ibaresini ekliyorsunuz. Bu şu demek: Köpeklerin öldürülmesi isteğinize kanunilik zırhı getiriyorsunuz. Kendinizce katliam sürecini yasalara uygun kılıyor, güçlü olanın güçsüz olana istediğini yapabileceği gibi son derece faşizan bir yaklaşımı kanuna bağlamış oluyorsunuz.
Köpekleri ortadan kaldırma isteğiniz o kadar büyük ki 5199 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesine de getirmek istediğiniz o bendiyle belediyeleri, köpekleri barınaklarda ölüme kapatacaksın, kapatmazsan sonuçlarına katlanırsın kıskacına alıyorsunuz ancak unutmayın köpeklerin öldürülmesine kanunilik kılıfı getirmeniz teklifinizin ahlaki ve vicdani olduğu anlamına gelmez.
Muhalefet milletvekillerinin kırmızı eldivenle protestosu
“Tarihe geçmek üzeresiniz ve nasıl geçeceğinize karar verin”
Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, yaşam tercihleri kendisi gibi olmayan, kendi etnik, dinî ve mezhepsel kimliğine ait olmayan herkesi öteki gören, öteki gördüğünü her türden şiddeti meşru gören bir anlayış hızla yayılıyor. Göreceksiniz, bu yasayla da köpekler toplumun ötekilerinden biri olacak ve durumdan vazife çıkartan birileri ötekine ne yapıyorsa, köpeklere de aynısını yapacak ve sizler seyredeceksiniz. Oysaki bizler, bu Meclis’te görev yapan milletvekilleri hayvanların yaşam hakkını koruma sorumluluğunu da taşıyoruz. Hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek, onların maruz kaldıkları zulme karşı güçlü yasalar çıkartmak ve bu yasaların ödünsüz uygulanmasını sağlamak bizim görevimiz ancak bu yasa teklifiyle Meclis’imizin önemli bir bölümünün köpeklerin yaşam hakkını savunmak yerine köpeklerin yaratmadığı bir sorunu köpekleri öldürerek, köpekleri ölüme sürükleyerek daha da büyütmeyi tercih ettiği görünüyor.
Önümüzdeki saatler itibarıyla vicdanlarınız kıpırdamazsa Meclis’teki çoğunluğunuza bağlı olarak teklifi kanunlaştıracaksınız fakat unutmayınız bu teklifi kanunlaştırdığınız an itibarıyla tarih sizin için geri dönülmez bir şekilde akmaya başlayacak. Örneğin, yıllar sonra bu kanunun komisyondaki ve Genel Kurul’daki görüşmelerine ilişkin yüksek lisans ve doktora tezleri hazırlanacak, bu görüşmelere ilişkin akademik makaleler yazılacak, belgeseller hazırlanacak, filmler çekilecek ve sizler bu tezlerde, makalelerde, filmlerde köpeklerin katledilmesine onay vermiş kişiler olarak yer alacaksınız. Bence, yol yakınken bu inadınızdan vazgeçin, tarihe geçmek üzeresiniz ve nasıl geçeceğinize karar verin.”
CHP’li Genç: Bu kanun teklifi insanlık tarihine utançla geçecek
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, teklifin, hayvanların ölüm fermanı olduğunu belirtti.
“Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan bu değişiklik, sokaklarımızdaki masum canların yaşam haklarını hiçe sayarak, onları tecrit ve ölümle karşı karşıya bırakmaktadır. Bizler burada sadece yasalar yapmak için değil, vicdanlarımızı da temsil etmek için bulunuyoruz. Hayvanlara karşı yapılan bu zulme sessiz kalmak, insanlık onuruna yakışmaz. Biz, ‘Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü’ sözünü rehber edinmiş bir milletiz. Ancak bugün, bu milletin meclisinde, yaratılanı sevmeyen, onlara ölüm fermanı yazan bir düzenleme konuşuluyor. Hep birlikte bu vicdansızlığa dur demeliyiz. Hayvanların yaşam haklarını koruyan, gerçekçi ve insani düzenlemeler yapmalıyız. Bu kanun teklifi, insanlık tarihine utançla geçecek bir düzenlemedir ve derhal reddedilmelidir.”
TİP’li Şık: “Öldürelim gitsin” naraları atıyorsunuz
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık şöyle konuştu:
“Günlerdir her türlü yalan ve hileyle, toplu kıyımların önünü açmaya çalıştığınız ve “Başıboş” dediğiniz sahipsiz hayvanlar üzerinden bir fırtına koparıyorsunuz. İnsani çözümleri yok sayıp, hayvanların rehabilitasyonu için etkili bir çözüm bulmaktan kaçıyor yine en iyi bildiğinizde ısrar ederek, “Öldürelim gitsin” naraları atıyorsunuz. Kurduğunuz yağma düzeninin sonucu olan yoksullukla ilgili böyle ses çıkarmıyorsunuz. Çünkü yoksulları öldüremiyorsunuz. Ama açlıktan ölmelerini bekliyorsunuz.
Adına geçiş ve yolcu garantili proje dediğiniz sürdürülebilir yolsuzluk/hırsızlık sistemiyle yurttaşın vergilerini yağmalıyorsunuz ama milyonlarca emekliye sadakayı reva görüyorsunuz. Çünkü emeklileri öldüremiyorsunuz ama “Vadeleri dolsun da kurtulalım” diye bekliyorsunuz.
Okullarına aç giden, MESEM projesi adı altında bir kölelik düzeninin esiri haline getirdiğiniz canlarını yitiren çocuklar; iktidarınıza kul, sermayeye köle yapmaya çalıştığınız milyonlarca genç var. Ama hiçbiri umurunuzda değil. Çünkü patronlara sömürecek ucuz iş gücü lazım. Katliamların önünü açmak için çıkardığınız gürültüyü başıboş siyasetçi sorunu için çıkarmıyorsunuz. Oysa ki sahipli ama başıboş siyasetçiler bu ülkenin en büyük sorunu. Çünkü çok kalabalıklar. Daha kötüsü ülke bile yönetiyorlar.
Peki kimlerdir, nasıllardır bu başıboş siyasetçiler? Her şeyden önce kirli bir geçmişin mirasçısıdırlar. Güçlü olana söylemeye cesaret edemeyeceklerinigüçlünün hedefindeki haklıya söylerler.
Yaşanılan iktisadi krizin faturasını muhalefete, birasırlık geçmişi olan bir eşitlik sorunu nedeniylegencecik insanların ölmesinin nedenini Kürtlere, yağma ve talanın sorumluluğunu FETÖ’ye, emperyalist işgal projelerinde ortaklık etmelerine rağmen döviz artışı ve pahalılığı dış düşmanlara, yoksulluğu Gezi Direnişine fatura ederler. Paraya ve güce taparlar. Tüccardırlar. Memleketin dününü, bugününü, yarınını satarlar. Besmeleyle aldıkları rüşvet paralarını dualarla sayarlar.
Onlar için özgürlük değil rehinelik, özgüven değil güce tapınma, aklın değil efendisinin büyüklüğü önemlidir. Efendisinden makam, mevki, para, mutluluk dilenirler ki güvenceli sandıkları bir yaşamları olsun. Başı dik olmanın cesaretini bilmediğinden yaşamı boyunca baş eğmekle karşılanacak bir bedeli öderler. Diyeceğim o ki bir insanın haysiyetli olup olmadığı menfaatleri ile doğrular arasında tercih yapmak zorunda kaldığında anlaşılır. Hakka, adalete, iyiliğe, eşitliğe, öldürmenin değilyaşatmanın çözüm olduğuna inanan herkesin elindengeleni yapması gereken bir yasa teklifiyle karşıkarşıyayız.
Tercih sizin. Kitabı olan olmayan tüm dinlerin yasakları ve haliyle en büyük günahları aynıdır. Kul hakkı yemeyecek hırsızlık yapmayacaksın, rüşvet almayacaksın ve öldürmeyeceksin. Ancak kendine dindar diyen sizlerin halini düşününce söylemek hasıl oldu: Bu kainatta sizi cennetine kabul edecek bir din yok.”
Görüşmelerin devamında milletvekilleri söz alarak, tepkilerini şöyle dile getirdi:
TBMM Başkanvekili Celal Adan
İYİ Partili Şenol Sunat: Bu teklifta amaç tüm sahipsiz köpek hayvanlarını korumak değil, yok etmek olmuştur. Barınak yetersiz!
CHP’li Aliye Timisi Ersever “Öldürme beni” yazan hayvan fotoğraflarıyla kürsüye çıktı: Tarihe kara gün olarak geçecek, ‘evet’ oyu verenleri ne tarih affedecek ne insanlık!
DEM Partili Zülküf Uçar: İktidar sıralarının dolu olmasını isterdim ama 6-7 vekile hitap edeceğim belli ki. Bu bir katliam yasasıdır!
Saadet ve Gelecek Partisi adına Serap Yazıcı Özbudun: Yasa gereği merkezi yönetimle yerel yönetim el ele verecek mi? Erdoğan, Hatay’da ne demişti? Hukuk kuralları tanzim edilirken böyle müphem ve muğlak ifadeler kullanılmaz. Bakanlık yerel yönetimlere destek sunacakmış, bu desteğin miktarını kim belirleyecek, hangi yerel yönetimlere destek sunacak? Sadece Cumhur Blokuna mensup olanlara mı yoksa bütün yerel yönetimlere mi? Böyle hukuk kuralı tanzim edilmez, idareye bu kadar geniş takdir yetkisi veren hukuk kuralları, hukuk devleti, eşitlik ve hakkaniyet ilkesine aykırıdır.
CHP’li Eylem Ertuğ Ertuğrul: 20 yıldır, çıkardığınız yasayla ne yaptınız? Hayvanlara işkence, tecavüz ve öldürmeyi durdurabildiniz mi, cezalandırabildiniz mi?
Tekifin 9 maddeden oluşan ilk bölümünün oylaması tamamlandı, ikinci bölümün görüşmelerine geçildi
AKP Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez: Muhalafet için politik değil, insani hareket etmeye davet ediyorum. Kalbini siyasi kaygı adına kapatanlara, sözde hak savunucularına sesleniyorum. Bırakın artık her şeye muhalif olma çabanızı! Komisyon görüşmelerinde milletvekillerine ‘katil’ diyen terör savunucularına sesleniyorum, oradan talimat alıyorsunuz. Bu yasayı geçirmek hepimizin insani görevi.
TİP Milletvekili Sera Kadıgil: İnsanlar gözyaşları içinde bu yasa görüşmesini izliyor ama AKP sıralarında sadece 3 vekil var! Çünkü zaten talimat aldılar. Sokak köpeklerini kurşuna dizdiler, siz atmettirdiniz, kör bir hayvanı kafasına vura vura katletmeye çalıştılar, siz cesarelendirdiniz. O kör köpeğin ahı sizin yakanızı bırakmayacak. Tunahan’ın yaralandığı yer Pursaklar’la Keçiören’in tam arasında. Çünkü sizin 20 yıl buraları yöneten belediye başkanınız kısırlaştırma yapmadı
Bağımsız Milletvekili Nimet Özdemir: Köpekler Meclis’in tapulu malı değil. Bütün muhalefet hiçbir şey değiştiremedik. Cesur olun, sine-i millete dönelim ya!
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: İnsanların, hayvanların canının yandığı yerden yasa yapılmaz. İkide bir yasa değiştiriyorsunuz, bu kadar çok yasanın canlılar için yapıldığı parlamento yok
Saadet Partili Sema Ün: Barınaklara 2028’e kadar tamamlanacak deniyor, şimdi toplatılan hayvanlar ne yapılacak? Ahmet Kaya’nın dediği gibi, hep sonradan gelir aklımız başımıza.
Komisyon Başkanı Kirişci soruları yanıtladı
Komisyon Başkanı, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, milletvekillerinin ikinci bölüm üzerine sorularını yanıtladı.
Teklifin neden tali komisyonlarda görüşülmediği sorusuna ilişkin konuşan Kirişci, “Meclis’in çalışma şekli itibarıyla esas komisyon olarak bize, tali komisyon olarak da diğer komisyonlara gönderildi ama o komisyonlar bu süre zarfında kendi çalışmalarını yapamayacaklarını gerekçe göstererek bunun sadece bizim tarafımızdan görüşülebileceği bir şekle dönüşmüş oldu” dedi.
“2028 yılına kadar sanki yerel yönetim bekleyecek deniyor, bu doğru değil”
Kirişci, yerel yönetimlere sorumluluk yüklenirken merkezi yönetime neden sorumluluk yüklenmediğine ilişkin gelen soruya şöyle cevap verdi:
“Her ilde oluşturulan İl Hayvanları Koruma Kurulu’nda oradaki bütün merkezi yönetimin yereldeki temsilcileri yer almaktadır. Bu bir katılımcılık veya sorumluluğu paylaşma adına önemlidir. Tarım ve Orman Bakanlığı’mız barınak yapımı da dahil olmak üzere yüzde 40 nispetinde destekleri bu zamana kadar sağlamıştır. Yeni teklifte kapsam biraz daha genişletiliyor. İlgili bakanlığımız buradaki sorumluluklarını daha fazla gerçekleştirmiş olacaktır.
2028 yılına kadar sanki bir yerel yönetim bekleyecek, 31 Aralık 2028 olduğunda bu barınağı yapıp yapmadığı sorgulanacakmış gibi bir ifade kullanılıyor. Bu doğru değil. Bu kanun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Nüfusu 25 binden büyük olan belediyeler için kesinleşen bütçe gelirlerinin binde 5’i ve büyükşehir belediyelerinde de binde 3’ü bu iş için tahsis edilecek ve 4 dönem halinde barınak yapım çalışmaları da eksiksiz devam edecek.”
Muhalefetten Kirişçi’ye 4 yıl barınakların yapımı için süre veriliyor, tasarruf genelgesinde 3 yıl kısıtlama getiriliyor
CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan‘ın “Belediyelere 2028 yılı sonuna kadar barınak yapma, bu hayvanları toplama ve sahiplendirilinceye kadar da barındırma sorumluluğu yüklenmekte ama öte yandan tasarruf tedbirleri gereğince de belediyelerin personel alımından taşıt alımına kadar kısıtlamalar geldiği çok açık. 4 yıl barınakların yapımı için süre veriliyor, tasarruf genelgesinde 3 yıl kısıtlama getiriliyor” tepkisine Başkan Kirişci, şöyle cevap verdi:
“Tasarruf tedbirleriyle bütçe gelirlerinin bu bahsedilen oranlardaki tahsisatı birbirinden farklı şeyler. Burada tahsis edilenlere herhangi bir şekilde tasarruf tedbirleri uygulaması çerçevesinde bunu yavaşlatıcı veya bu tür yatırımları önleyici bir adım atılmamış olacak. Bu kanun, takdir ederseniz ki 2004’te kanunlaşmış olan ve ilk olan bir kanunun süreç içerisindeki eksiklerinin gözlemlenmesi ve bu eksiklerin giderilmesine yönelik çünkü birinci kanunda sorumluluk veriliyor ve bu sorumlulukla ilgili yerine getirilmediği takdirde burada yapılacak iş ve işlemler konusu eksikti veya hiç yoktu.”